HÜKÜMET ÖZGÜR SENDİKACILĞIN İPİNİ ÇEKİYOR MUHALEFET ALKIŞLIYOR
Sendikaları güçlendirmek adına yapılan ve eğitim komisyonundan geçen yasa, ABD’nin işgal etmek istediği ülkelere demokrasi getirmesine benziyor. Hükümet, ’’Sendikal algıyı güçlendirmek için…’’ diye başladığı yasa tasarısıyla, sendikaları işgal etmeyi, iradelerine sahip olmayı amaçlıyor. Malumdur ki ülkemizde her partinin bir siyasi partisi var ve bu sendikalar partilerinin çizgisinden çıkamıyor. % 2 barajı ile kapatılması hedeflenen sendikalara hükmedemedikleri için de çok ucuz bir politika ile bu yasa çıkarıp sendikaların ipini çekecekler.tiler. Muhalefet ise aynı duygu beklentilere sahip olduğu için sesini bile çıkarmadı.
Türkiye’de Dört büyük parti ve bu partilerin de desteklediği dört büyük sendika vardır. Nasıl belli ki her partinin sendikası kendi oy oranlarına göre üye sayıları da aynı sıralamada. Bu sendikalara kısaca Malum Dört-Sen diyelim. Türkiye’de öğretmen olan herkes bilir ki Eğitim-Bir-Sen üyesi Ak Parti’ye, Türk-Eğitim- Sen üyesi MHP’ye, Eğitim-Sen üyesi HDP’ye ve Eğitim-İş üyesi CHP’ye oy verir. Bu algı uydurma değil gerçektir. Bu algıya itiraz edecek bir kimse çıkamaz çıksa da kendisiyle çelişir.
Ak Parti’nin hazırladığı sendika yasası sendikal algının güçlendirilmesi ve üyeliğinin desteklenmesi amacıyla bağlı bulunduğu hizmet kolunda çalışanların yüzde ikisinden az üye kaydı yapan sendikalara ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında toplu sözleşme desteği, yüzde 2 den fazla üye kaydetmiş sendika üyelerine ise toplu sözleşme hakkının daha dengeli yürütülebilmesi ve güçlü sendikacılığın temin edilebilmesi amacıyla toplu sözleşme ikramiyesi verilecektir. Bu yasa değişikliğiyle küçük sendika üyelerine 250 TL, Malum Dört-Sen üyelerine de 700 TL verilecektir. Yani deniliyor ki bizim sendikamıza geçmezseniz size para yok onun için bizim yörüngemize girmek zorundasınız. Ancak daha çok beklersiniz asla haksızlık karşısında susturamayacaksınız.
Son günlerde partilerle nikâhlanmış Malum Dört-Sen üye kaybetmeye başlamıştı. Sendikalarının parti ağzıyla konuşan üyeleri bu durumdan rahatsız olup DES gibi bağımsız sendikalara üye olmaya başlamıştı ki duruma müdahale edildi. Ak Parti bir yasa hazırlayarak müdahale etti ve kısa süre içinde meclisten geçti. Daha önce yapılan müdahalenin yargıdan dönmesinden sonra yeni müdahalenin yargıdan dönmemesi için kelime oyunları da yapıldı. Üyesi az olan sendika üyesine toplu sözleşme desteği, üyesi çok olan sendika üyelerine toplu sözleşme ikramiyesi adı altında adaletsiz ödeme yapılmasının önü açıldı. Böylece Dört Malum –Sen üyelerine sendikadan ayrılmamaları için devletin kasasından rüşvet verilmiş oldu. İktidar ve muhalefet el ele vererek demokrasinin bir ayağını kırmış oldular.
% 2 barajının olduğu bir ülkede partilerin desteğini alan Malum Dört-Sen, bağlı bulunduğu partisinin sözcülüğünü yapmaktan sendikacılık yapmaya irade gösterebilir mi? Böylece hükümetler sendika genel başkanlarını satın aldıkları zaman bütün üyelerinin iradesini satın almış olacaklardır. Sendika çalışmış çalışmamış, özgür iradesini kullanmış kullanmamış artık pek bir şey ifade etmeyecektir. Çünkü sendika üyeleri tepkilerini istifa ederek gösterse bile bu dörtlü arasında gidip gelecekleri için bir şey değişmeyecektir.
İNADINA YÜZDE İKİYİ GEÇME İRADESİNİ GÖSTERELİM
Bu yasal düzenlemeyle yeni oluşumlar, yeni fikirler, yeni anlayış ve yaklaşımlar üretilemeyecektir. Çağdaşlaşmanın ve kendini güncellemenin önü kapatılmış olacaktır. Sendikal alanda çağdaş paradigmalar kendini gösteremeyecek siyasi partilerin paralelindeki görüşler sendikaların söylemi olacaktır. Sendikaların siyasi görüntüsünden rahatsız olan arkadaşlarımızı küçük sendikalara üye olmaya davet ediyorum. Lütfen irademize ket vurulamayacağını gösterelim. Adı ne olursa olsun özgür sendikaları güçlendirelim. Biz bir olursak yüzde 2 aşılmayacak rakam değildir.
DEMOKRAT EĞİTİMCİLER SENDİKASI SENDİKAL DURUŞUNU DEĞİŞTİRMEYECEKTİR.
DES olarak 2010 yılında çıktığımız bu yolda yönümüzü hiç kaybetmedik. Güçlünün değil haklının sendikası olduk. Hiç siyasi kaygı taşımadan, söyleyeni kim olursa olsun doğrusuna doğru yanlışına yanlış dedik ve demeye de devam edeceğiz. Türkiye’de bir tane Demokrat Eğitimciler Sendikası üyesi varsa Türkiye’de özgür bir sendika var demektir. Biz sendika olarak bu baskıya boyun eğmeden, bu rüşvete tenezzül etmeden doğru bildiğimiz yola devam edeceğiz. Bizimle aynı duyguyu paylaşan arkadaşlarımızı sendikamıza üye olmaya ve yüzde 2’yi Demokrat Eğitimciler Sendikası çatısında aşmaya davet ediyoruz. Hükümetin bu baskısına karşı duruş DES’i güçlendirmektir. Demokrat Eğitimciler Sendikası, anti demokrat tutum ve davranışlar neredeyse onun karşısındadır.
İstikameti doğru olanlara, bu istikametten şaşmayanlara selam olsun.
Veysel FIRAT
Sözleşme Genel Hukuk Sekreteri